15.4.2009 / 21.30: Uluslararası İstanbul Film Festivali / Pera Müzesi Sinema
26.2.-8.3.2009: Filmfestival Türkei/Deutschland / Nürnberg, Almanya
17.10.2008 / 11.00: Altın Portakal Film Festivali - Aspendos Salonu / Antalya
24.9.2008 / 19.00: Bahçe Kafe / Antalya
5. & 6.9.2008 / Karaburun Bilim Kongresi
8.7.2008 / 14.00: Fransiz Kültür Merkezi / İstanbul
3.7.2008 / 19.30: Çizgelikedi / İzmir
20.6.2008 / 17.30: Alsancak Kültür Merkezi / İzmir
19.6.2008 / 18.:30: İzmit Dafne Kültür Merkezi / İzmit
18.6.2008 / 19.00: AFSAD / Ankara
18.6.2008 / 17:00 / 20:00: Bilgi Üniversitesi - Dolapdere Sineması / İstanbul
13.6.2008 / 18:30: Elektrik Mühendisler Odası / ANKARA
"4857" belgesel ilgili
Tuzla Mezarlığı, Tersaneler Bölgesi’ni kuşbakışı görür. Mezarlığın olduğu tepeden aşağı doğru inmeye başlayın. İşte solda geniş askeriye arazisi. Yemyeşil ve insandan arındırılmış. Sonra bıçakla kesilmişçesine betonarme apartmanlar başlar. Tuzla Havzası’nda çalışan işçilerin evleri, sabah yediden itibaren“dışarıda”, tersanelerde, deri sanayide, yan sanayide çalışanlar tarafından boşaltılır. Aile evlerinin arasına, ailelerin özlemi ve yataklarla doldurulmuş bekar odaları karışır. Tepe aşağı devam edin, geminin ufacık parçalarını üreten atölyeler, E5 İçmeler Köprüsü’nün dinmeyen gürültüsü, dört yol ağzındaki hiç boşalmayan amele pazarı, banliyö treninin sesi. İçmeler İstasyonu’nu geçin, işte neredeyse Türkiye’nin bütün tersaneleriyle bezeli Aydınlı Koyu. Kırksekiz ayrı kapıdan her gün geçen işçiler, yüz insan boyu vinçler, saçlar, onları birleştiren hız ve terdir. Tersanelerin zaman birimi yere düşen izmarit, endişesi ölüm ve geçim, umudu ve derdi, hepimizin umudu ve derdidir. Tuzla Mezarlığı, Tersaneler Bölgesi’nin kuşbakışı görür.